Akşener, Cumhurdiğernlığı seçiminin ikinci turunun 0-0 başlayan bir referandum bulunduğunun altını çizdi. Akşener, Kılıçdaroğlu’nun kesinlikle seçilmesi gerektiğinin altını çizerek, İstanbul’da saha çalışması yağacağını söyledi. Akşener’in konuşmalarından satır başları şöyle: 45 miting yaptık, 54 noktada çalışma yaptık. Mutlaka 1 oy İYİ Partiye, 1 o da Sayın Kılıçdaroğlu’na oy istedik. Çünkü biz Millet İttifakı içersinde seçime kendi logomuzla girdik. İlginç bir konu var burada. Sayın Erdoğan, yüz 49,52 oy aldı. 27 milyon 133 bin 849 oy almış. Sayın Kılıçdaroğlu 24 milyon 595 bin 978 oy almış. Erdoğan’ın oyunu bütün seçmene vurduğunuzda yüzde 42 oluyor. 12 milyon potansiyel seçmenimiz var. Bu seçim bir referandum olan ve 0-0 başlaması gereken bir seçim oluyor. Bir etkileşim ve kampanya grubu kuruldu. Merkezinde Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP’nin bulunduğu bir söylem olacak. 81 ildeki teşkilatlarımızda seçim çalışmalarına başladı. Başkanlık Divanımızda hem ikinci tur amacıyla hem de seçim değerlendirmesini konuştuğumuz bir toplantı yaptık. Ben düşünce önderleri ile konuştum. Önümüzdeki 9 günlük süreçte partimiz sahada olacak. Sayın Kılıçdaroğlu’nun 13. Cumhurdiğernı olması amacıyla elimizden gelenin sonuna kadar çalışacağız. Ben de bilhassa tercihini Sayın Erdoğan’dan yana olan ya da Sayın Kılıçdaroğlu’ndan yana tercihini kullanmayan seçmenlerle konuşacağım. İstanbul’da yarından itibaren bu programımız başlıyor. Kapı zili çalmak üzere mikro bazda çalışma yapacağım. Meclis’in Cumhur İttifakı doğrultusundan alınmış olması, Millet İttifakı’nın kesinlikle kazanmasının mecburi bulunduğu seçim oldu. Meclis Cumhur İttifakı’nın olabilir ama Sayın Kılıçdaorğlu Cumhurdiğernı olmalı ki en azından düzenin denge ve denetleme mekanizması oluşabilsin. Sayın Erdoğan’a oy vermemiş kardeşlerim, tercihini sayın Kılıçdaroğlu’ndan yana kullanmamış kardeşlerim; akrabalarınızı, dostlarınızı ikna edip Sayın Kılıçdaroğlu’na oy vermeye ikna edeceksiniz. Ya bayanlara tecavüz edenlerden yana olanlara oy vereceksiniz, ya da kadınları koruyanlara oy vereceksiniz. Ya tıpkı dün bulunduğu gibi Atatürk’ün ismini anmayanları seçeceksiniz ya da büyük bir coşkuyla kutlayanları seçeceksiniz. Ya Cumhuriyet değerlerimize gıcık olanları ya da “varlığım Türk varlığına hediye olsun” diyenleri seçeceksiniz. Ya vatandaşlığımızı satanları ya da onları tapu görenleri seçeceksiniz. Ya ensar diye diye onları ülkeye dolduranları seçeceksiniz, ya da sığınmacıları en geç iki senede ülkelerine gönderenleri seçeceksiniz. Önümüzde iki alternatif var, yandaşların rant düzenine yol mu vereceğiz yoksa halkı mı zenginleştireceğiz? Ülkemizi devam eden büyük yıkımın son halkasına mı bırakacağız yoksa köprüden önceki son çıkışı mı seçeceğiz İftirayla yalanla zulümle var olan vesayetçilere, zulümden bıkmış bir ulus olarak yanıtı sandıkta vereceğiz. Bizler aynı bizden öncekiler gibi istibdata dur diyeceğiz. Kahrolsun istibdat, yaşasın Hürriyet diyeceğiz. Adalet diyeceğiz. Kazanan biz olacağız. Hiç şüphem yok ki ulusimiz güç hırsından kaybolmuş bir bireyin ihtiraslarına mahkum kalmayacak. Önümüze kimler dikilirse dikilsin bizim kazanmaktan diğer seçeneğimiz yoktur. Bizler, bizden öncekiler gibi istibdada dur diyeceğiz. Ve en sonucunda aynı dün bulunduğu gibi istibdatçılar gidecek, Hürriyetçiler gelecek. Biz CHP’ye ekranlarımızı açmıştık. Şimdi yeni bir sistem kuruyoruz. Islak imzalı bütün tutanakları biz CHP’ye göndereceğiz, onlar da genel merkeze gönderilecek. Aynı şekilde insan unsurumuzu, avukatlarımızı tek bir yerde toplayacağız. 2 bin sandığa itiraz etmiştik. Sandıklardaki birtakım itirazlar sonuçlandı. 2 şehrimizdeki ulusvekili itirazları devam ediyor. Bazen ne dediğiniz değil, ne vakit söylediğiniz önemli. Ben görüşme yapmadım zira Sayın Kılıçdaroğlu’nu aday gösterdik. Seçilmesi amacıyla ne gerek görülürse yapacağız. Kendisine Sayın Oğan ya da bir diğer arkadaşımız katılmak isterse o hususta yetkiyi Sayın Kılıçdaroğlu’na verdik. O amaçla bir görüşme yapmadım. Benim bir itirazım olmadı. Sayın Oğan ve Özdağ’a istedikleri rastgele bir vazife verilebilir. Türk milliyetçiliği bu Cumhuriyet’in kurucu unsurudur. Türk milliyetçiliği bilimi, demokrasiyi, moderniteyi savunan bir kavramdır. Örneğin Ziya Gökalp ilk demokrasi diyenlerdendir. Mümtaz Turhan hem bilim, hem demokrasi diyendir.
