Baykuş katiyen yalan söylemez. O yüzden batılda uğursuz sayılımıştır. Bir baykuş, Süleyman Aleyhisselâm’ın yanına geldi, selâm verdi. Hz. Süleyman (a.s) selâmını aldı. Sonra aralarında şu şekilde konuşma geçti: “Ey baykuş, neden topraktan çıkanları yemezsin?” “Çünkü Hz. Âdem (a.s) topraktan çıkan şey sebebiyle cennetten çıkarıldı.” “Peki, neden su içmezsin?” “Çünkü Nûh Aleyhisselâmın kavmi suda boğuldu.” “Neden imar edilmiş yerleri terk edip harabelerde yaşıyorsun?” “Harabeler Hz. Allah’ın (c.c) mirasıdır, ben de Hz. Allah’ın (c.c) mirasında otururum.” “Harabe üstüne konduğunda ne dersin?” “Burada yaşayanlar nerededir? derim.” “Ya binaların üzerinden geçerken ne dersin?” “Yazık bu insanlara ki önünde nice güçlükler varken rahat uyumaktadır, derim.” “Gündüzleri neden çıkmazsın?” “İnsanların kendilerine ettiği zulümlerin çokluğundan…” “Öterken ne dersin?” “Ey gâfil, âhiret yolculuğun amacıyla azık hazırla! derim. Ve ‘Subhane Hâliku’n-Nur’ diye zikrederim” Bu konuşma üstüne Süleyman (a.s) şu şekilde buyurdu: “Kuşlar içersinde insanoğluna bu kadar güzel öğüt eden ve bundan daha şefkatli olanı yoktur. Cahillerin ondan nefret etmeleri, onu uğursuz saymaları ne garip şeydir.”