Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nin deprem raporu korkuttu: İlin yüzde 80’i risk altında Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nin hazırlamış bulunduğu deprem raporunda Manisa’nın analizi tedirginlik oluşturdu. Rapora göre; Manisa Fayı’nın 6.97 yani aşağı yukarı 7 büyüklüğüne kadar deprem üretebilme potansiyeli bulunmakta. Bununla eş güdümlü Manisa ilinin yüzde 80’inin risk altında bulunduğu makaleldı. Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nin deprem raporu korkuttu: İlin yüzde 80’i risk altında 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta oluşan 7.7 ve 7.6 büyüklüklerindeki depremlerinde sonrasında bütün ülkede depremler ile alakalı çalışmalar sürat kazandı. Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü doğrultusundan hazırlanan ‘Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Manisa Coğrafyası ve Depremsellik’ başlıklı rapor yayımlandı. Bölüm öğretim üyelerinin kollektif olarak hazırlamış oldukları raporda, Manisa coğrafyası ve fay hatlarının bilhassari, deprem işlemişi ile afet idaresi ile alakalı bulgular verildi. Sözcü’den İlker Kılıçkatiyenn’ın haberine göre; rapor; ‘Saseneyerla Manisa’, ‘Manisa coğrafyası, deprem nedir’, Türkiye’de deprem, Manisa ve deprem’, ‘Neden çağdaş ve bütünleşik afet idaresi’ ve ‘Kaynakça’ seksiyonlerinden oluşuyor. Çalışmayı yapan komisyon üyelerinden Doç. Dr. Ferhat Arslan yayınlanan rapor ile alakalı bildirimde, Manisa’nın en genç volkanik saha amacıylade bulunduğunu ve depremlerin sık sık yaşanabileceğini ifade etti. Doç. Dr. Ferhat Arslan yayınlanan rapor ile alakalı şöyle dedi: Batı Anadolu Fay Sistemi üstünde belirleme edilen ve ülkemizin en genç volkanik sahasına da bulunduran Manisa’da depremlerin sık sık yaşanması, bölgenin fiziki ve beşerî coğrafyasının eş güdümlü ele alınarak bir depremsellik raporunun hazırlanmasını mecburi kılıyor. Bugüne kadar hazırlanan deprem rapor ederına bir ek derecesindeki bu raporda Manisa’nın coğrafyası bir bütün olarak ele alınarak mümkün deprem mekanları ve bu depremden tesirlenebilecek nüfus bilhassari ele alınmaya uğraş verilmiştir. Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) kullanılarak hazırlanan jeoloji, arazi tüketimi, fay hatları ve nüfus haritaları ile görselleştirilen raporda, senelerdan beri Manisa’da olmuş depremler ve yinel itibariyle da afet idaresi ile alakalı bilgi bulgularek bir ön inceleme raporu sunulması gayelenmiştır. Çalışmanın esas motivasyonu; alakalı kurum, kuruluş ve incelemecilera yapacakları çalışmalarda yinel bir bilgilendirme sunmaktır. MCBÜ doğrultusundan yayınlanan ‘Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Manisa Coğrafyası ve Depremsellik’ başlıkla raporda Manisa’nın Batı Anadolu Fay Hattı’nın üstünde olması sebebiyle depremlerden çoklıkla tesirlendiğine ilgi çekildi. Manisa’daki diri faylar i ile alakalı de bilgi verdiği çalışmada şehirdeki fayın 15 ve 25 kilometre uzunlukta iki bölgeden oluştuğu ve toplamda 40 kilometre uzunluğa mevcut ifade edildi. Fayların deprem üretme potansiyellerin de bulunduğu raporda şunlar yer verildi: Bu fayın batı segmenti bilhassa Manisa ilinin ekonomisi açısında son derece mühim olan endüstri yerlerinden geçmektedir. Manisa Fayının yüzey faylanmasına yol açtığı minimum5 deprem ürettiği belirleme edilmiştir. Manisa Fayının 6.97 yani aşağı yukarı 7 büyüklüğüne kadar deprem üretebilme potansiyeli bulunmakta. Manisa’dan Sarıgöl’e kadar uzanan Gediz Grabeni Fay Sistemi ise 7.69 büyüklüğüne kadar deprem üretebilme potansiyeline sahiptir. Bunlar dışında Akselendi Fayı’nın 6.52, Akhisar Fayı’nın 6.28, Gelenbe Fayı’nın 6.68, Gölmarmara Fayı’nın 6.52, Halitpaşa Fayı’nın 6.66, Killik Fayı’nın 6.81, Köprübaşı Fay Zonu’nun 6.77, Ozanca Fayı’nın 6.73, Selendi Fayı’nın 6.33, Soma-Kırkağaç Fay Zonu’nun ise 6.85 büyüklüğüne kadar deprem üretebilme potansiyeli bulunduğu alana konmuştur. Yayınlanan raporda 1990 senesinden bu güne kadar Manisa’da 74 bin depremin gerçekleştiği ve şunların çoklıkla 6’dan daha ufak büyüklükte bulunduğu ifade edildi. Raporda şehirdeki son büyük depremin 178 sene evvelce yaşandığı ve tehlikenin söz hususu bulunduğu sendromlarak, “Genel olarak Manisa ilini alana getiren fay sistemlerinin çoklıkla normal fay karakterli ve karışık bir sisteme mevcut görmekteyizdir. Bu fayların deprem üretme zamanları de belirli bir tertipe sahip değildir. Mesela 926, 1595 ve 1845 senelerinde deprem ürettiği belirleme edilen Manisa Fayı’nın çok geniş ve değişik Aralıklarla deprem ürettiği görmekteyizdir. Son depremini 178 sene evvelce gerçekleştirmiş olan yarar bugünkü itibariyle de bir tehlikenin söz hususu bulunduğu aşikardır” denildi. Raporda depremden tesirlenebilecek nüfus i ile alakalı de detaylar yer verildi. Manisa merkezi ve büyük ilçelerin fay hatlarına yakınlığına ilgi çekilerek şu bulgular verildi: Manisa il sınırlarında belirleme edilen faylara bakıldığında, batıdan doğuya doğru evvelce merkez ilçeler olan Yunusemre ve Şehzadeler, devamında ise Turgutlu ve Salihli ilçelerinden geçerek Alaşehir ve Sarıgöl’e kadar devam eden ve son derece büyük depremler üretme potansiyeli belirleme edilen fayların bulunduğu görmekteyizdir. Bununla eş güdümlü Akhisar ve Soma ilçelerinde de birden çok fay bulunmakta. Bu hal Manisa ilinin aşağı yukarı 450 bin nüfuslu merkezi ile 100 binin üstünde nüfusa sahip başka beş ilçesi olan Akhisar, Turgutlu, Salihli, Soma ve Alaşehir’in, mühim depremler üretme potansiyeli belirleme edilen fayların üstünde ya da çok yakınında kurulduğunu göstermiştir. Merkez ilçeler ve en çok nüfusa sahip bu beş ilçe toplamda 1 milyon 168 bin 180 nüfusa sahiptir ve bu Manisa ili toplam nüfusunun aşağı yukarı yüzde 80’ine tekabül etmektedir. MCBÜ doğrultusundan yayınlanan raporun son alanında, Manisa’da deprem üretebilecek potansiyelinin olması sebebiyle bu gerçeklikle yadımnın kaçınılmaz bulunduğu vurgusu yapılarak, yapılması lüzumli olanlare ilgi çekildi. Raporun son alanında yapılması lüzumli olanlar ile alakalı şunlar aktarıldı: Batı Anadolu Fay Hattı’nın tesir bölgesinde yer alması sebebiyle Manisa’da deprem ile yaşam sürdürmek kaçınılmaz bir mecburiliktur. Bu mecburilik sebebiyle Manisa’nın bütün yerleşim alanlarında bütünleşik bir afet idaresine lüzumsinim bulunmaktadır. Afet idaresinin bütün adımlarında, değişik sosyal kümeleri gayeleyerek çalışmaların kapsayıcılığının ön planda tutulması kuraldır. Yaşanan afetlerden sonra bilhassa de azınlıklar, gelir oranı düşük kişiler, ihtiyarlar gibi birden çok dezüstünlüklı grubun daha ağır bir biçimde tesirlendiği ve evvelceki yaşam koşullarına dönmelerinin görece uzun sürdüğü bilinmektedir. Afetlerin direk fizyolojik tesirsine ek olarak psikolojik tesirlerinin de alana geldiği bölge nüfusu amacıyla mühim bir mesele bulunduğu göz ardı edilmemelidir. Sözü edilen dezüstünlüklı sosyal kümelerin aynı biçimde psikolojik şeklinde de oran olarak daha çok tesirlendikleri bilinmektedir. Bu gaye ile Manisa ilinde gerçekleşmesi beklenilen depremler ile alakalı oluşturulan çalışmalarda il çapındaki ve ilçeler özelindeki nüfus büyüklüğüne ek olarak nüfusun yaş yapısı ve dezüstünlüklı kümelerinın belirlenmesi ve söz hususu kümelera yönelik özel çalışmaların yapılması, afetin her adımında oluşabilecek olumsuzlukların mümkün olan minimumseviyeye indirilmesi yönünden yaşam ciddiye sahiptir.