“Siyasi Suskunluk Kamuoyunu Kaybettirir!”
Son dönemde Türkiye’nin siyasi gündemi, hukukun işleyişi ve demokrasinin geleceğiyle ilgili ciddi tartışmalara sahne oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve tutuklanmasının ardından, Türkiye’nin siyasi havası giderek daha gergin bir hale geldi. Bu olayların yanı sıra, muhalif gazetecilere ve siyasetçilere açılan davalar da, halkın hükümete olan güvenini sarsmaya başladı. Ancak, bu kritik dönemde iktidar partisinden yükselen seslerin yok denecek kadar az olması, iktidar yanlısı gazeteci Cem Küçük’ün sert eleştirilerine yol açtı. Küçük, AK Parti’nin mevcut durumu ve içindeki sessizliği eleştirerek, hükümetin yaklaşan zorluklarla başa çıkabilmesi için daha aktif bir tutum benimsemesi gerektiğini savundu.
“AK Parti Yetkilileri Nerede?”: Cem Küçük’ün Eleştirileri
Cem Küçük, Türkiye Gazetesi’nde yayınlanan yazısında, AK Parti’nin özellikle kritik dönemlerde sessiz kaldığını belirterek partili yöneticileri hedef aldı. Küçük, bu durumu AK Parti’nin geçmişte yaşadığı benzer suskunluklarla karşılaştırarak, partinin bugüne kadar aldığı tavrın bazı tepkileri geçiktirdiğini vurguladı. Cem Küçük, yazısında şu ifadelere yer verdi:
“15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Cumhurbaşkanımız Erdoğan, ‘FETÖ ile mücadele ederken halkım dışında yanımda çok az kişi vardı’ demişti. Bu sözler, AK Parti içindeki suskunluğun çok uzun bir süredir devam ettiğini gösteriyor. 17-25 Aralık sürecinde de AKP’den çok az kişi cesurca sesini yükseltti. Bugün de benzer bir sessizlikle karşı karşıyayız. Bu suskunluk, parti içindeki bazı denklemlerle ilgilidir ama neticede bu, kamuoyunda büyük bir güven kaybına yol açıyor.”
Yolsuzluk ve Terörle İlgili İddialara Karşı Tepkisizlik
Cem Küçük, son günlerde kamuoyunda geniş yankı uyandıran yolsuzluk, rüşvet ve terörle bağlantılı iddialara karşı AK Parti’nin gösterdiği pasif tutumu da sert bir şekilde eleştirdi. Özellikle partinin önemli isimlerinden sadece birkaçının bu konuda sesini çıkarmasını, büyük bir eksiklik olarak değerlendirdi. Küçük, yazısında şunları ifade etti:
“Cumhurbaşkanımız Erdoğan, geçenlerde Saraçhane’de annesine edilen hakaretlere karşı gösterilen tepkiyi olumlu bulmuştu. Bu konuda parti içinde birliği ve kararlılığı görmek, bize güven verdi. Ancak, büyük skandallar, milyarlarca lira rüşvet iddiaları ve terör bağlantılarıyla ilgili durumlarda neden benzer bir kararlılığı göremiyoruz? Yolsuzluk ve rüşvet gibi ciddi konular karşısında sadece birkaç kişi çıkıp açıklama yapıyor, diğerleri ise sessizliğe bürünüyor.”
Küçük, bu durumu, AK Parti’nin kamuoyundaki güven kaybını hızlandıran bir faktör olarak gördüğünü belirterek, partililere daha cesur bir tutum sergilemeleri çağrısında bulundu. “Yüksek sesle tepkilerini dile getiren muhaliflere karşı AK Parti’nin reflekslerinin zayıf olduğunu ve bu suskunluğun halk arasında daha büyük bir rahatsızlık yaratacağını” dile getirdi.
AKP İçindeki Sessizlik: İç Dinamikler Mi, Strateji Mi?
Cem Küçük’ün eleştirileri, AK Parti içindeki sessizliğin nedenleri üzerine de tartışmaları gündeme getirdi. Parti içindeki çeşitli grupların, bu suskunluğu parti içi dengeleri koruma amacıyla gösterdiği yönünde görüşler öne sürülse de, Küçük bu stratejinin uzun vadede partiye zarar vereceğini savunuyor. Diğer yorumcular ise, bu sessizliğin, olayların netleşmeden önce yanlış bir açıklama yapma riskinden kaçınan yetkililerin tutumu olduğunu belirtiyorlar.
Küçük, bu pasif tutumun, AK Parti’nin olası seçim süreçlerinde zayıf bir görünüm sergilemesine neden olabileceğine dikkat çekiyor. Kamuoyunda partiye yönelik olumsuz tepkilerin daha da büyümemesi için daha cesur bir tutum sergilenmesi gerektiğini belirtiyor:
“Eğer bu sessizlik devam ederse, halkın AK Parti’ye olan güveni ciddi şekilde sarsılacaktır. Muhalefet, her fırsatta küçük bir hata bulup hemen üzerine giderken, AK Parti’nin reaksiyonları neredeyse hiç yok. Bu, seçim sürecine girerken çok ciddi bir sorun olabilir.”
Parti İçindeki Çelişkili Tepkiler
Cem Küçük, AK Parti içindeki tepki çeşitliliğini ve belirli konularda hızlıca tepki verilmesini, diğer konularda ise yavaş davranılmasını da çelişkili buluyor. Erdoğan’a yönelik hakaretler gibi kişisel bir meseleye karşı gösterilen hız, çok daha büyük kamu skandallarına karşı gösterilmiyor. Küçük, bu çelişkinin halk nezdinde büyük bir soru işareti oluşturduğunu savunuyor:
“Cumhurbaşkanımızın annesine yapılan hakaretlere karşı parti yetkililerinin verdiği tepkiyi doğru buluyorum, ancak bu aynı hız ve kararlılık, ekonomik skandallar ve büyük suç bağlantıları ile ilgili meselelerde neden yok? Bu, partinin tutarlılığı konusunda büyük bir soru işareti oluşturuyor.”
AKP’nin Geleceği İçin Değişim Şart mı?
Cem Küçük’ün eleştirileri, AK Parti içindeki bazı stratejik hataların ve eksikliklerin daha görünür hale gelmesine neden olabilir. Hükümetin, partili liderlerin ve üst düzey yetkililerin bu eleştirilere nasıl yanıt vereceği, hem iç hem de dış siyasi dinamikler açısından büyük önem taşıyor.
Türkiye’nin siyasi atmosferi giderek daha gergin ve belirsiz bir hale gelirken, AK Parti’nin bu tür eleştiriler karşısında nasıl bir strateji izleyeceği ve parti içindeki grupların gelecekteki tutumu, partisinin politik gücünü belirleyecek önemli bir etken olabilir. Küçük’ün uyarıları, partiye, kamuoyunun güvenini tekrar kazanabilmesi için daha aktif ve cesur bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini işaret ediyor. Bu süreçte AK Parti, toplumun her kesiminden duyulan endişelere kulak vermek zorunda kalacak gibi görünüyor.
