
İktidara yakın gazeteci ve televizyon yorumcusu Cem Küçük, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında, CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun X sosyal medya platformuna getirilen erişim engelini şiddetle eleştirdi. Küçük, söz konusu yasağın hukuki temele dayanmadan, tamamen siyasi bir karar olduğunu ifade ederek, ifade özgürlüğüne yapılan bu müdahalenin yanlış olduğunu belirtti.
Hukuki Süreç Başlamadan Erişim Engeli Haksızlık
Cem Küçük, İmamoğlu’nun X hesabına getirilen erişim engelinin bir mahkeme kararıyla dayandırılmadığını, bu sebeple hukuki bir dayanağının olmadığını vurguladı. Küçük, “Bu engellemeler bir iddiadan ibaret. Ancak bu iddialar henüz mahkeme önünde kanıtlanmadı. Bir kişinin sosyal medya hesabını kapatmadan önce yargı sürecinin tamamlanması gerekmez mi?” diyerek, söz konusu müdahalenin adil olmadığını ifade etti.
Selahattin Demirtaş Örneği
Cem Küçük, İmamoğlu’nun hesabına getirilen engellemeye karşılık, HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın durumunu örnek gösterdi. 6-7 Ekim olaylarında kışkırtıcı söylemleri nedeniyle cezalandırılan Demirtaş’ın, buna rağmen sosyal medya hesaplarının kapatılmadığını belirten Küçük, “Demirtaş’ın hesabı hiçbir zaman kapatılmadı. 2023 seçim sürecinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ağır eleştirilerde bulundu, ama hesabı kapanmadı. İmamoğlu’nun hesabının kapatılması, daha da yanlış bir uygulamadır.” dedi. Küçük, bu tutumun hukuk önünde eşitlik ilkesine ters düştüğünü ifade etti.
Yargı Süreci ve Hukukun Güvenliği
İmamoğlu’nun X hesabına erişim engeli getirildikten sonra henüz bir mahkeme kararı ya da iddianame oluşturulmadığını belirten Küçük, “Mahkeme yapılmadı, iddianame yazılmadı. Suçlu olduğu kanıtlanmadığı sürece bu tür engellemeler yalnızca siyasi bir mesaj vermek olur” diye konuştu. Küçük, özellikle yargı süreci tamamlanmadan yapılan sosyal medya müdahalelerinin hukuki güvenliği tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.
Sosyal Medya Müdahaleleri: Hukuki mi, Siyasi mi?
Cem Küçük, İmamoğlu’nun hesabındaki paylaşımlarda suç unsuru olup olmadığının yargı yoluyla değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Küçük, “İmamoğlu’nun avukatları aracılığıyla da mesajlarını iletmesi mümkündü. Bu müdahale hukuki değil, siyasi bir karar gibi görünüyor. Aynı davada 160 kişi yargılanıyor ve yaklaşık 100’ü tutuklu. Bu durumda, aynı mantıkla hareket edersek, tüm sanıkların sosyal medya hesaplarının kapatılması mı gerekecek?” şeklinde bir eleştiride bulundu.
Küçük, ifade özgürlüğünün korunmasının önemine dikkat çekerek, “Yargı süreci tamamlanmadan alınan bu tür kararlar, sadece bir kişinin değil, toplumun tüm bireylerinin ifade özgürlüğünü kısıtlayan bir uygulamadır. Kamu vicdanını zedeler” dedi.
Sonuç: İfade Özgürlüğü ve Hukukun Üstünlüğü
Cem Küçük, son olarak, sosyal medya platformlarında uygulanan erişim engellerinin yalnızca siyasi sebeplerle alınmaması gerektiğinin altını çizdi. İfade özgürlüğünün demokrasilerin temel ilkelerinden biri olduğunu belirten Küçük, “Sosyal medya, bir kişinin sesini duyurabilmesi için önemli bir mecra. Eğer hukuki bir dayanak yoksa, bu tür müdahaleler demokrasimizin geleceğini tehlikeye atar.” diyerek sözlerini sonlandırdı.