222222222222

Kendisine yönelik suikast ihbarı üstüne başlatılan soruşturmada bir günde verilen takipsizlik kararını değerlendiren İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı: *Yanlış bir karar. Muhtemelen itiraz eder avukatımız. Edecektir de. Düzeltilmesini umut ediyoruz. *Hukukçular gereğini yapar. Hukukun el verilen ölçüde de bu tür gözdağlarına karşı da lüzumen soruşturmalar yapılır. *Ya da birtakım kamu kurumları vazifeye çağrı edilir. Tabii savcının niyeti neydi, hangi ve akılla ya da hangi prensipler üzerinden ‘soruşturmaya lüzum yoktur kararı’ verilen… *Ben akıl okuyamam ama hatalı çok kötü bir karar olduğunu düşünüyorum. Düzeltilmesini umut ediyorum. “EKSTRA GÜVENLİK ÖNLEMİ YOK” “Sizin beklentiniz ne yöndeydi” sorusu üstüne İmamoğlu “Gayet tabi soruşturulması lüzumir, araştırılması lüzumir. Bu cümleler basit cümleler değil yani. Şimdi insan kendi adına olur olmaz da kelime kurmakta zorlanıyor. Benim kendimi savunmaya dönük bir niyetim yok. Tüm bu süreçlerin olma olsılığı bulunmaktadır ve şunlar yaşandı Türkiye’nin siyasi yaşamında. Ne yazık ki bu tehlikeler ülkemizde her daim olmuştur. Şimdi de olacaktır. Daha sonra da olacaktır belki ama günün sonucunda hukuk gereğini yapmalıdır. O bakımdan kendi aşamaya cümle kurmakta zorlanabilirim ama hukukun gereği bu değildi” dedi. Güvenliği amacıyla ekstra tedbir alınıp alınmadığı yönündeki soruya da “Şu an bilgim dahilinde rastgele bir ekstra bir tedbir yok” yanıtını verdi. İmamoğlu’na Vakıflar Genel Müdürlüğü kararı ile Yerebatan Sarnıcı’nın bir kısmına el konması ve büyük ölçüde İstanbul’u etkileyecek kurumların elindeki müzelerin yönetiminin Milli Saraylar’a devredilmesinin önünü açan Cumhurdiğernlığı Kararnamesi de soruldu. İmamoğlu “Abesle iştigal, çok kötü bir karar. Yani İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan bir alanın, mekanın sarnıcın, müzenin Cumhurdiğernlığı’nın bir Kararnamesi ile el konması, tabiri caizse el koymak bu. Böyle bir şey olası değil, Anayasa’ya aykırı. Zaten Anayasaya aykırı, kanuna aykırı diğer işler de yapıldı. Hukuki sürecimiz devam ediyor” dedi. İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı: *Dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni yönetenler bugün yönetmiyor. Bugün cumhurdiğernlığını yönetenler yarın da yönetmeyecek. *Dolayısıyla hani bu kadar değişken, demokrasinin kuralıyla hareket eden bir ülkede bulunduğunuz konumla birlikte bir kurumun yönetiminde olan yerlere tabiri caizse göz koymak, bu tür bir karar alabilmek ve bunun üzerinden eylemde işlemde bulunmak bir devlet yani yüzyıllardır var olan bir devlet kültürüne sahip Türkiye’nin programı bu olmamalı. Yakışmıyor. *Umut ederiz bunu kötü niyetli bir halde kullananlar olmaz. Takipçisi olacağız. Tabii ki lüzumeni meclis çatısı altında hem grubumuz hem oradaki milletvekillerimiz de lüzumlu işlemleri yapacaklar. Biz de kendi hukuki işlemlerimizle alakalı lüzumeni yapmaya devam edeceğiz. Bu kararnamenin İBB’yi mali olarak nasıl etkileyeceği yönündeki soru üstüne de İmamoğlu şunları söyledi: *Türkiye’de en çok bilet kesilen yer(Yerebatan Sarncı). Biz 1-2 senedir o bölgeye ciddi emek veriyoruz, inanılmaz bir restorasyon gerçekleştirdik sarnıçta. *Sarnıçlar, müzeler arasında en çok gelir olan müzelerden bir tanesi. İşte esasen tuhaf olan bu. Galata Kulesi’nde oluşturulan, burada oluşturulan gibi. *Ne büyükşehir belediye diğernı yerinde duracak ne de Cumhurdiğernı yerinde kalacak. Herkes değişecek. *Esas düşünce olan kurumlara yakışan hareketleri, devlet prensibimize yakışan hareketleri yapılmasıdır . Bunun yapılmadığını görüyoruz. Yani bu kurum o parasal boyutundan ötürü vahlanacak halde değil. Vahlandığımız sorun az evvel bahsettiğim devlet olmanın, kurumsal bir ülke olmanın prensibine aykırı davranışta bulunmaları