Ekrem İmamoğlu’nun Silivri Duruşması: Hukuksuzluk İddiaları ve Siyasi Baskıların Gölgesinde Yargılanma Süreci
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın, partilerine katılan 15 belediye başkanı ve 2 milletvekili açıklamasının ardından siyasi atmosferin daha da hareketlendiği günlerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı dava Silivri’de devam etti. İmamoğlu’nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik sözleri nedeniyle açılan davanın ikinci duruşması, geniş katılımla gerçekleşirken, hem savunma hem de sürecin işleyişine ilişkin önemli detaylar ortaya çıktı.
Silivri’de Gerçekleşen İkinci Duruşma ve İmamoğlu’nun Tepkileri
Duruşma salonuna getirilen İmamoğlu, salonda bulunanlar tarafından coşkuyla karşılandı. “Türkiye seninle gurur duyuyor” ve “Her şey çok güzel olacak” sloganlarıyla desteklenen İmamoğlu, savunmasına hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’i anarak başladı. İmamoğlu, siyasi davanın haksız ve hukuksuz olduğunu belirterek, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal krizlere rağmen kendisine yönelik cezalandırma çabalarının sürdüğünü ifade etti.
Yaklaşık 55 dakika süren savunmasının ardından, mahkeme heyetinin verdiği arada jandarmanın İmamoğlu’nu salondan çıkarmak istemesine sert tepki gösterdi. “Çıkmak istemiyorum, zorla götürün” diyerek itirazını dile getirdi ve alkışlar eşliğinde, izleyicilere yönelik “Bilin ki, siz beni bu milletin gönlünden silemezsiniz” mesajını verdi.
İmamoğlu’nun Savunmasında Öne Çıkan Temalar
İmamoğlu, savunmasında birçok önemli noktaya değindi:
- Siyasi Baskı ve Hukuki Aksaklıklar: Yargı sürecinin adil olmadığını, dosyaların aylarca bekletildiğini, hukuk dışı uygulamalarla karşı karşıya kaldığını anlattı. Kendisi ve diğer siyasi figürlerin psikolojik işkenceye maruz bırakıldığını, avukatlarının savunma haklarının kısıtlandığını söyledi.
- Seçimlerin Önemi ve Halk Desteği: “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” zihniyetine karşı 3 kez seçim kazanmasının neden haksız yere hedef alındığını sorguladı. 15,5 milyon seçmenin desteğiyle halka hizmet etmekten gurur duyduğunu belirtti.
- Ekonomik ve Sosyal Krizler: Ülkenin ağır bir ekonomik kriz içinde olduğunu, bu süreçte yapılan operasyonların maliyetinin yaklaşık 150 milyar dolar olduğunu vurguladı. Ülkenin bu krizlerden çıkması için işbirliği ve uzlaşı gerektiğine dikkat çekti.
- Adalet ve Hukukun Üstünlüğü: Gerçek bir hukuk devletinin ancak bağımsız ve tarafsız yargı ile mümkün olacağını, yargının siyasetten arındırılması gerektiğini söyledi. “Adaletin olmadığı yerde ne yatırım olur ne huzur” ifadeleriyle hukukun önemini dile getirdi.
İddialar, Talepler ve Duruşmanın Geleceği
Savcı, İmamoğlu hakkında 7 yıl 4 aya kadar hapis cezası ve siyasi yasak talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, sanık avukatlarına mütalaaya karşı savunma için ek süre verdi. Bir sonraki duruşmada İmamoğlu’ya söz verilmeyecek, sadece avukatları savunma yapacak. Kararın 16 Temmuz’da Silivri’de açıklanması bekleniyor.
Sürecin Siyasi ve Toplumsal Yansımaları
İmamoğlu’nun yargılanması, Türkiye’de siyasi yargılamalar tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in duruşmayı takip etmesi ve kamuoyunun süreci yakından izlemesi, davanın sadece bir hukuk meselesi olmadığını, aynı zamanda siyasi kutuplaşmanın da sembolü haline geldiğini gösteriyor.
İmamoğlu, “Ben yargılanmıyorum, cezalandırılıyorum” diyerek bu sürecin Türkiye’de demokratik hakların ve hukuk devletinin işleyişi üzerine ciddi soru işaretleri yarattığını vurguladı. Ayrıca, gençlere ve toplumun tüm kesimlerine seslenerek, düşünce özgürlüğü ve adalet için mücadele etmeye devam edeceğini ifade etti.
Sonuç
Ekrem İmamoğlu’nun Silivri’de devam eden yargı süreci, Türkiye’de siyasetin ve hukukun iç içe geçtiği bir dönemin en önemli olaylarından biri olarak görülüyor. Duruşmanın sonucu ve devam eden siyasi tartışmalar, ülkenin geleceği ve demokratik değerleri açısından kritik önem taşıyor.
