2

Acile yanaştık. Ben kimliğini aldım, kayıt yaptırdım. Anne odaya geçti. Doktor çok acil araya girmek etti. Doktor hanım öyle dedi. Tam 4 saat annesi ayakta bekledi. Esasında benim işim bitmişti. Ama namacıylase çekip gitmek içimden gelmemişti. Neysek gene yola ,çocuk iyiyken sabaha. Öncelerini eczanamacıyla satın aldım, sonra ciddi edin. Yorgun varbulunduğu amacıyla içersinde ben kadar çocuğu kucağıma taşıdım. bir şekilde bir şekilde. Kadın 32 yaşında güzel bir bayandı ve eşi son derece yakışıklı bir deniz subayıydı Bundan bir kaç ay evvelce hatalı bir tespit neticesi yapılan ameliyatla gözlerini kaybetmişti genç bayan ve katiyen göremeyecekti. Kocası operasyondan sonra acı gerçeği öğrenince yıkılmış ve kendi kendisine bir söz vermişti. Günler geçiyordu bayan her geride bıraktığımız gün kendini daha kötü hissediyor, çok sevdiği kocasına yük bulunduğunu düşünüyordu… Kadın 32 yaşında güzel bir bayandı ve eşi son derece yakışıklı bir deniz subayıydı Bundan bir kaç ay evvelce hatalı bir tespit neticesi yapılan ameliyatla gözlerini kaybetmişti genç bayan ve katiyen göremeyecekti. Kocası operasyondan sonra acı gerçeği öğrenince yıkılmış ve kendi kendisine bir söz vermişti. Günler geçiyordu bayan her geride bıraktığımız gün kendini daha kötü hissediyor, çok sevdiği kocasına yük bulunduğunu düşünüyordu. E-şinin bu amacıylae kapanık, karamsar durumu kocayı çok üzüyordu. Birden aklına eşinin eski işi geldi. Geri dönmesini isteyecekti. Ama bunu ona nasıl söyleyecekti, zira bundan sonra çok kırılgan ve neşesizdi. Çünkü eşini tanıyordu ve bunu başarabileceğini biliyordu. Kadın büyük bir umutsuzlukla kabul etti zira eşini çok seviyordu ve onu kırmak istemiyordu. Günler bu tür ilerledi, karısı eskisinden biraz daha iyiydi. Ancak kocası daha çoğunu istiyordu, kendisine söz vermişti sonuna kadar gidecekti. Kadın şaşırmıştı. Bunu katiyen yapamayacağını söyledi. Kocası ısrar edince onu gene kıramadı ve tüm cesaretini topladı. Günler günleri kovaladı, hiç bir sorun yoktu. Kadın kendisine söylenip söylenmediğini anlayamadan, namacıyla diye sordu. Şoför: Çünkü her sabah sizin arkanızdan bir deniz subayı genç adam otobüse biniyor ve tüm yol vakitsince sevgi ile size bakıyor, otobüsten indikten sonra yeşil ışıkta yolun karşısına geçmenizi bekliyor siz binaya adım attıktan sonra öpücük atıp size her zaman sevgi ile el sallıyor, dedi. Herkesin bu kadar sevmesi ve sevilmesi, hepsinden de muhimi bu tür bir sevgiyi hak edecek insanı bulması dileğiyle… Bayan garson kızgın bulunduğu bir gün, pastaneye bir çocuk gelir. ‘Abla yaş pastanın porsiyonu ne kadar?’ diye sorar. Garson kız, çocukla uğraşmamak amacıyla Bayan garson kızgın bulunduğu bir gün, pastaneye bir çocuk gelir. ‘Abla yaş pastanın porsiyonu ne kadar?’ diye sorar. Garson kız, çocukla uğraşmamak amacıyla iki liralık porsiyonun fiyatını üç lira der. Çocuk avucundaki sorunlu paraları saymaya başlar. Garson kız diğer masalara bakmaya gider. Çocuk sabırla bekler. Çocuğun gitmediğini gören garson kız, gene çocuğun yanına gelir. ‘Bre çocuk ne alacaksan karar ver, esasen canım burnumda!’ diye çıkışır. Çocuk bu sefer ; ‘Dondurma ne kadar?’ diye sorar. Garson kız uflaya puflaya; ‘İki buçuk lira!’ der. Çocuğu umursamadan gene işlere bakar. Geri döndüğünde çocuğu bir masada oturmuş kendisini bekler durumda bulur. Çocuğun yanına gider, kaba bir dille; ‘Ne yiyeceğine umarım karar vermişsindir küçük!’ der. Garson kız, dondurmayı fişiyle eş güdümlü getirip masadan ayrılır. Garson kız masaları temizlerken çocuğun masasına uğrar. Çocuk iki buçuk lirayı bir kıyıya bırakmış, elli kuruşu da bahşiş bir tarafa koymuştur! Garson kız sandalyeye yıkılır, bir vakit öylece kalır. İnsan yerine koymadığı, kötü davrandığı çocuk, üç lirasıyla çok sevdiği yaş pastayı, bahşişe para ayırmak amacıyla yememişti.