Mansur Yavaş: Ne bebek katili serbest kalır, ne de teröristler hapishaneden çıkarılır Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Uşak Millet Buluşması’nda; “Merak etmesinler, milli emniyet politikaları hiçbir vakit değişmez. Gevezelerin boş laflarına inanmayın, ne bebek katili serbest kalır bu ülkede ne de teröristler hapishaneden çıkarılır” diye konuştu. Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı ve İstanbul Büyüksehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, bugün Ardahan ve Kars’ın sonrasında Uşak’a geldi. Yavaş, Uşak’ta düzenlenen Millet Buluşması’nda şunları söyledi: * “Artık asık suratlılardan, insanı azarlayanlardan, kibirlilerden bıktık. Ağzından bal damlayan, karşısındaki ile konuşurken rakibi de olsa rakibi ile konuşurken gülümseyen, nezaketini kaybetmeyen bir yönetime gereksinimiz var. 31 Mart seçimlerinden evvelce de benzeri yaşadık. 31 Mart’tan evvelce de bizlere aynı şey söylendi, şunlar yönetim edemez ve bir sürü karalama… Şimdi de benzerini söylüyorlar ama nasıl yönetim edebileceğimizi en güzel örneği, 11 büyükşehir belediye başkanımız ve Millet İttifakı’nın başka belediye başkanları… * Ben bir iki konuyu konuşmak sureti ile inşallah 14 Mayıs’tan sonra Türkiye’nin nasıl bir iklime uyanacağını anlatmak istiyorum. Küçücük bir ilçenin belediye başkanı Ankara’yı nasıl yönetecek, kendileri annelerinden belediye başkanı olarak doğmuş ya… Sonuç itibarıyla iş başına geldik; gelir gelmez tüm ihaleleri şeffaf yaptık. Bugüne kadar oluşturulan 3500 ihalenin tümü internette duruyor, duracak. Arzu eden herkes istediği vakit inceleyecek, bizi denetleyecek. * Bu yetmiyor, yaptığımız tüm harcamaları internetten yayınlıyoruz, Sayıştay raporlarını yayınlıyoruz. Bütçemizi hazırlarken, katılımcı bütçe yaparak 550 adet sivil toplum kuruluşu, resmi kuruluşlara sorarak biz diyoruz ki ‘Biz sizin paranızı harcıyoruz. Acil gereksinimler neyse bildirin, biz de ona göre harcayacağız’ diyoruz. Daha sonra, yaptığımız projelerin beraberinde bu projeyi kaç para yaptığımızın hesabını veriyoruz. Bu yolla, büyük kırımlar elde ettik. * Dediler ki, ‘ilk geldikleri ay, 50 milyon lira personellerin maaşından kusur var; nereden bulacaksınız’, sanki kendileri para basacak? Sonucu söylüyorum ben size; bu şekilde çalışmak amacıyla eski devreye ait 5 milyar liralık faizli borçların ödedik. Giderayak müteahhitlere para vermek amacıyla, kendilerine finanse ettirmek amacıyla ödedikleri yüksek faizli paralar dahil, banka borçlarının tamamını ödedik. Bu yetmedi, bekledik. Sayın Cumhurbaşkanı, balkona çıkacak diyecek ki ‘Bugün Türkiye tamamında 1400 kadar belediye seçimini yaptı. 7 belediye başkanları iş başına geldi. * Biz bundan sonra mahalli yönetim, iktidar ayırmadan hep eş güdümlü çalışacağız ve ülkemize hep eş güdümlü hizmet edeceğiz’ demesini beklerdim. Ama öyle bir söz duymadık, tam tersine ‘Bunlar topal ördek’ sözleri ile karşılaştık ve engellemeler başladı. Halbuki Sayın Erdoğan, 1994 senesinde belediye başkanı seçildiği vakit da belediye meclisinde azınlıktaydı. Hiç kimse kendine o muameleyi yapmadı ve gerçekleştireceği projelerin önünü açtı. Yetmedi, 8 Nisan’da devraldık; 28 Nisan’da bir kararname, eski belediye başkanı yapamayıp devrettiği metroları Ulaştırma Bakanı yapmış, onun parasını bizden alacaklar. * Bizden evvelceki sözleşmeye göre, bilet gelirinin belli bir yüzdesini alacaklar. Yani, dört sene bu sözleşme devam etmeseydi, bizden 80-90 milyon lira, bilemedin 100 milyon lira para çıkmış olacaktı. Ama 28 Nisan’da bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, bundan sonra bütçenin yüzde 5’ini tahsis edeceğiz dediler, bugüne kadar ödediğimiz para bir katrilyon 700 trilyon eski devresinin parası ile. Yani, Mansur Yavaş’ın değil; Ankara halkının cebinden 1,6 milyar lirayı çalmış oldular. Kimi cezalandırdılar? 1,6 milyar lira Ankara halkının cebinden çalındı. Onlara gerçekleştireceğimız hizmetlerin önü kesildi, Çevre Bakanlığı’ndan da alacağımız var, inşallah Sayın Cumhurbaşkanı’mızdan isteyeceğiz. * Dediler ki, ‘Bunlar gelir gelmez yardımları kesecekler’, şunları niye söylüyorum? Yardımları kesecekler derken Aile Bakanlığı’nın yaptığı yardımların kesileceğini yayıyorlar Anadolu’nun her tarafında. Biz işbaşına geldik, eski devresi anlatayım kısaca. Ramazan kolisi gibi bir koli hazırlanır, bir ihale yapılır, nedense o ihaleyi hep aynı kişi alır, 150-200 milyon lira… Bunlar kapı kapı dolaşılır, göstere göstere dağıtılır. Biz seçilmeden evvelce vaat etmiştik; bu, insanların onurunu incitiyor. Destek verdiğiniz insanları bu şekilde teşhir edemezsiniz diye. Gelir gelmez Başkent Kart yaptık, dünyanın her yerinde geçerli ve yakın vakitte 5-6 milyon Ankaralının tamamı onu kullanacak. * Esnaf gibi, tüccardan mal alıp, parayı ona vermek yerine kartlara yüklüyoruz. O evin kadınları, bakkallardan ailesinin ihtiyacını alıyor. Kesecek dediler ya… Ankara’da şu anda 60 bin destek ailenin çocuğu otobüslerimizi bedava kullanıyor, okula gidip gelir iken para ödemiyor, 16 bin ufak çocuğun servis ücretini gene Ankara Büyükşehir Belediyesi ödüyor. Yetmedi, biz şu anda 15 bin öğrenci, toplam 60 bin olacak, her ay 330 lira yatırıyoruz ailesinin hesabına. O çocuk, başka arkadaşları ile eş güdümlü kantinden günlük 15 liralık alış veriş yapıyor ve başka çocukların beraberinde mahsun kalmıyor. Bunun gibi daha çok. Çünkü, Ankara halkından alacağımızı, Ankara halkına harcayacağız demiştik. En son 100 bin adet ufak çocuğa da bayramda mahsun olmasınlar diye bayram harçlığı yatırdık. * Biz şunları televizyonlardan birine konuştuğumuz vakit, aslında şaşırdı sunucu, ‘Siz bu parayı nereden buluyorsunuz’ diye. Söyleyeyim, açık ihaleler yapıp kırımı artıyoruz, israf etmiyoruz, tasarruf yapıyoruz. Ayrıca, deli projelere para harcayacağız diye Ankara halkının ve hem de sizin cebinizden çıktığını söyleyebilirim, zira Türkiye’nin bütçesinden gelen paradan da biz pay alıyoruz. 16 katrilyon, Ankapark gibi bir ucubeye, dinozorlara yatırıldı. Ankara’da çoğu yerlerde susuz köyler var, kanalizasyonu olmayan köyler var. Şuana kadar 25 senede bitmiş olması gerekmiyor muydu? Maalesef, kişisel ilk seçenekleri gösterişli projeler. * Uşak’tan Ankara’ya gidiyorsunuz, bir kapıdan geçiyorsunuz. Beş yerde o kapıdan var, bugünün parasıyla harcanan para 370 milyon lira. Saatlere harcanan para en az 100 milyon lira. Yani, aslında halkın acil gereksinimleri varken, çöp projelere Ankara halkının parasını harcamak doğru muydu? İşte, biz buralardan buluyoruz bu parayı. Ankara halkından aldığımızı, Ankara halkına veriyoruz. En deli projemiz, Ankara halkını varlıklı etmek. * Ankara’da, aynı Uşak gibi bir tarım memleketi. Ama insanlar, hükümetin hatalı politikaları nedeniyle, hayvancılığı, çiftçiliği bırakmış, Ankara’ya gelmiş, bulabilirse asgari ücretli iş arıyor. İşte biz, bunun önüne geçmek amacıyla, çiftçi kayıt sistemine kayıtlı 35 bin adet çiftçiye tohum yardımı yaptık, arpa, buğday, nohut, biber yardımı yaptık. Arada sırada de satamadıklarını alıp, Başkent Market’e satıp Ankara halkının ucuz besin almasını sağladık hem de yerine göre sosyal destek alan insanlara gönderdik. 600 milyon lira para harcadık, kırsal kalkınmada destek olarak. * Geçen sene itibarıyla ceplerine tam 4 buçuk milyar lira gelir girdi Ankara halkının. İşte bundan sonra ileriki olan Millet İttifakı da benzerini yapacak, tarımı destekleyecek. Her şeyi ile kendimize yeten bir ülkeyken, Ukrayna’dan buğday alıyoruz, vatan dışından buğday getiriyoruz. Elimizin altında tarla var, taban var, çiftçi var, hamur yapacak kimse yok.
Bu örneklerin çoğalması ile,ülkemiz refaha kavuşacaktır.Belediyeler gelirlerini doğru yere kullanmaları ile neler yapılabileceğinin en güzel örneği Sayın Yavaş.Kutluyorum.