Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), siyasi gündemin merkezine oturdu. Yargıtay’ın verdiği kesin kararla, partinin Genel Başkanı Nurullah Efe’nin siyasi parti üyeliği ve kurucu üyeliği sona erdirildi. Böylece Efe’nin genel başkanlık görevi de resmi olarak düşmüş oldu. Kararın gerekçesi, Efe’nin “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan aldığı hapis cezasının kesinleşmesi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HKP Genel Merkezi’ne gönderilen yazıda, Siyasi Partiler Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca Nurullah Efe’nin siyasi parti üyeliğine yasal engel oluştuğu ve partideki tüm görevlerinin sona erdiği ifade edildi.
Cezanın Geçmişi: MİT TIR’ları Soruşturmasından Hakaret Davasına
Nurullah Efe’nin yargı süreci, 2014 yılında HKP’nin MİT TIR’larıyla ilgili Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yaptığı “savaş suçu” başvurusunun ardından başlamıştı. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve bazı üst düzey devlet yetkililerine yönelik açıklamaları nedeniyle Efe hakkında dava açılmış, ilk yargılamada 1 yıl 2 ay 22 gün hapis cezası verilmişti.
Ancak Yargıtay, bu kararın Cumhurbaşkanına hakaret suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmetmiş ve kararı bozmuştu. Yeniden görülen davada Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesi, 18 Ekim 2023 tarihinde Efe’yi 1 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı. Bu ceza, son aşamada 1 yıl 5 ay 15 gün olarak kesinleşti.
Siyasi Partiler Kanunu Uyarınca Görevler Düşürüldü
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kesinleşen bu cezanın, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 11. maddesi kapsamında siyasi parti üyeliği için engel teşkil ettiğini belirtti. Gönderilen resmi yazıda şu ifadelere yer verildi:
“15 Haziran 2025 tarihinde yapılan 6. Olağan Kongre’de Genel Başkan olarak seçilen Nurullah Efe’nin güncel adli sicil kaydının incelenmesinde… siyasi parti üyeliğine engel oluşturacak türden mahkûmiyet kararı bulunduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle ilgilinin parti kurucu üyeliği, üyeliği ve buna bağlı olarak parti organlarındaki görevleri sonlandırılmıştır.”
HKP’den Sert Tepki: “Bu Müdahale Hukuken Yok Hükmündedir”
HKP, Yargıtay kararına sert bir yazılı açıklamayla karşı çıktı. Parti açıklamasında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “parti içişlerine doğrudan müdahale ettiğini” ve bu yetkiye sahip olmadığını savundu.
Açıklamada, Efe’ye verilen hapis cezasının ne yüz kızartıcı suçlara ne de beş yıl ve üzeri hapis cezalarına girdiği belirtilerek, alınan kararın hukuki değil, siyasi olduğu vurgulandı:
“Genel başkanımız için ileri sürülen mahkûmiyet, MİT TIR’ları ile ilgili bir savaş suçu iddiasıyla yapılan başvuru sonrası ‘hakaret’ suçu olarak yargılanmış ve sadece 1 yıl 5 ay 15 gün ertelemeli ceza verilmiştir. Bu ceza, Siyasi Partiler Kanunu’nun 11. maddesinde belirtilen şartlara uymamaktadır.”
Siyasi Engelleme İddiası: “Seçimlerde Önümüz Kesilmek İsteniyor”
HKP, açıklamasının devamında alınan bu kararın siyasi bir operasyon olduğunu öne sürdü. Daha önce de partinin seçimlere katılmasının benzer uygulamalarla engellenmeye çalışıldığını iddia eden HKP yetkilileri, mücadelelerini sürdüreceklerini ifade etti:
“Geçmişte olduğu gibi, bugün de siyasi baskılar ve hukuksuz işlemlerle partimizin yolunu kesmek isteyenler var. Ancak biz her türlü engeli aşarak, halkın bağımsızlık ve adalet mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz.”
Sürecin Devamı: HKP’de Liderlik Boşluğu ve Muhtemel Hukuki Adımlar
Nurullah Efe’nin görevden alınmasının ardından HKP’nin nasıl bir yol haritası izleyeceği merak konusu. Parti yönetiminin, söz konusu karara karşı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru ya da uluslararası yargı yollarına başvurma ihtimali bulunuyor.
Ayrıca partinin olağanüstü kongre kararı alarak yeni bir genel başkan seçmesi bekleniyor. Bu gelişme, HKP içinde liderlik tartışmalarını da beraberinde getirebilir.
Sonuç: Hukuk ve Siyaset Arasındaki Gerilim Sürüyor
Nurullah Efe’nin görevden alınmasıyla birlikte, Türkiye’de siyasi partilerde yargı denetimi, ifade özgürlüğü ve siyasi yasaklar yeniden tartışma konusu oldu. Bir yandan “hukuki bir zorunluluk” olarak görülen bu gelişme, diğer yandan parti içi özerklik ve siyasi rekabetin sınırları açısından ciddi sorular doğuruyor.
HKP’nin nasıl bir rota çizeceği ve sürecin hukuki boyutunun nasıl şekilleneceği, önümüzdeki günlerde Türkiye siyasetinin gündeminde önemli bir yer tutacak.
