Antakya ilçesinde yaşam sürdüren Nergis ve Cumali Bakkaylı ikilisinin 7 ay evvelce 6,5 aylık olarak erken doğan bebekleri Masal, hastanede tedavi altındayken, Kahramanmaraş odaklı depremler oldu. Masal bebek, hasar gören hastaneden evvelce Mersin Şehir Hastanesi’ne sonrasında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Depremzede Bakkaylı çifti de Masal’ı Kayıp olarak aramaya başladı. Erken doğum nedeniyle beyninde kanama tespit edilen Masal bebek, beyin cerrahisi ve yeni doğum servisinde tedavisiyle 4 kiloya ulaşıp, sağlığına kavuştu. Hastane personeli, kendi imkanlarıyla Masal’ın depremden sonra Mersin’e giden ailesine ulaştı. Bebeklerinden güzel Haber alınca çok mutlu olduklarını dile getiren Cumali Bakkaylı, “Depremden evvelce kızım hastanede yatıyordu. Deprem olduktan sonra kızımdan bir haber alamadık. Çok uğraştım, mücadele ettim ama kızından bir haber alamadım. Maddi imkansızlıklar da buna eklendi. Konya’daki hekim aradı ve kızımızın orada bulunduğunu halinun da çok iyi bulunduğunu söyledi. Tanrı hepsinden razı olsun. Biz de ailece ayakta durmaya çalışıyoruz. Rabb’im kimseye bu acıyı yaşatmasın. Kızımızdan güzel bir haber aldığımızda dünyalar bizim oldu şimdi sıra kavuşmamızda” dedi. Nergis Bakkaylı ise “Kızım hastanede yatıyordu. Çok sıkıntılar yaşadık. Depremden sonra da haber alamadık. Çok şükür, kızımızı bulduk. Durumu da son derece iyiymiş. Tanrı kimsenin başına bu tür bir şey getirmesin. Herkesten Tanrı razı olsun” diye konuştu. 2.OLAY Kahramanmaraş odaklı iki büyük depremde Hatay’ın İskenderun ilçesi Mustafa Kemal Mahallesi 544 Sokak’ta Ateş ailesinin oturduğu Sarıgül Melek Hatun Apartmanı da yıkıldı. Hadiye ve Turgut Ateş çifti ile kızları Merve, yıkıntı altında kaldı. Ekiplerin çalışması neticesi Ateş ikilisinin cansız bedenlerine ulaşıldı. Enkazdan sağ çıkarılan Merve Ateş ise ambulansla hastaneye kaldırıldı. Fakat yakınları, Merve’den bir daha Haber alamadı. Merve Ateş’in ablası İpek Koca, “Kardeşim buradan canlı çıktı. Dayım ve akrabalarımla sohbet bile etti. ‘Mersin’e sevk edeceğiz’ denildi. Oraya gönderilmiş ama kardeşimin ölüsü de dirisi de ortada yok. Kardeşimi SAĞLIKLI görmek istiyorum” dedi. Anne-babasından geriye kalan eşyalara sarılıp gözyaşları döken İpek Koca, kardeşinin yaşıyorsa hangi hastanede bulunduğunu bilmek ve ona kavuşmak amacıyla yardım istedi. 3.OLAY Gaziantep’in İslahiye ilçesinde yaşam sürdüren ve enerji firmasında şef olarak çalışan 4 çocuk babası Fatih Karaca, gece vardiyasında çalışırken Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi odaklı 7.7 büyüklüğündeki deprem ortaya geldi. Çalıştığı araziden süratle evine giden Karaca, 2’nci katında oturdukları Hacı Ali Öztürk Mahallesi’ndeki 6 katlı Gözde Apartmanı’nın yıkıldığını gördü. Karaca’nın eşi Duygu (41), çocukları Mehmet (16), Sıla (16), Adile Nur (17), İrem (14), annesi Adile Karaca (68) ve kayınvalidesi Havva Olamcam (66) yıkıntı altında kaldı. Facianın 7’inci gününde Duygu, Mehmet, Sıla, Adile Nur ve Adile Karaca ile Havva Olamcam’ın cenazeleri yıkıntıdan çıkarıldı. Fatih Karaca, yıkıntı başında yeğenlerini bırakarak 6 cenazeyi alıp memleketi Adana’ya götürerek 13 Şubat günü Çukurova ilçesindeki Kabasakal Mezarlığı’na defnetti. 16 Şubat günü Gözde Apartmanı’nın yıkıntı kaldırma çalışmalarının tamamiyle bitmesine karşın ailenin küçük kızı İrem’in izine rastlanmadı. Bunun üstüne Karaca, DNA örneği verdi. DNA hiçbir cenazeyle eşleşmeyince Fatih Karaca, kızının yaşadığına dair umutlandı. Araştırma yapan Fatih Karaca, kızının Gaziantep’te ve Ankara’da gördüğünü öne süren şahıslarla konuştu, hali polise bildirdi.SOKAĞA GİRDİĞİMDE ENKAZ ÖNÜNDE FERYAT KOPUYORDU’ 5 Şubat günü gece vardiyasına giderken kızı İrem’in ve eşinin kendisini uğurladığını ve o anı unutamadığını dile getiren Karaca, “İrem her vakit bulunduğu gibi ‘hayırlı işler, bol kazançlar babacım” diye yolcu etti beni. Arazide çalıştığım sırada Deprem oldu. Hemen İslahiye’ye doğru yola çıktım. Yolda ekip arkadaşlarımın telsizden yaptığı ‘ağabey lütfen yetişin, toprak altındayız’ çağrıları ve dostlarımdan gelen ‘yıkıntı altındayız, bize yardım edin’ telefonlarını unutamıyorum. Aileme ulaşmak amacıyla süratle ilerledim. Sokağa girdiğimde oturduğum binanın yıkıntıı önünde feryatlar kopuyordu. Enkazın başına vardım. Anne mi, eşim mi, kızım mı, oğlum mu diye bağırayım? Dizlerime vurdum. Sigara kullanmıyordum ama içtim” dedi. Facianın 7’nci gününde iki kızı, oğlu, eşi, annesi ve kayınvalidesinin cansız bedenlerine ulaşıldığını dile getiren Karaca, “Küçük kızıma ulaşılamadı. Cenazeleri Adana’ya götürüp defnettik. Yeğenlerim kızımdan ileriki bir Haber amacıyla yıkıntı başında kaldı. Enkaz çalışmaları bitti ama kızım çıkmadı. DNA örneği verdim ama anlaşma çıkmadı. Tek tek çıkanlara baktık. En küçük ayrıntısına kadar inceledik. Ama kızım yok. Kızımı aramaya başladık. Kayıp ilanı verdik. Aramaya başlayınca bazı verilere ulaştık. Görenlerin bulunduğunu öğrendik. Bir dostu İrem’i gördüğünü ve voleybol oynadıklarını söyledi. Umutlandık. Arkadaşı “İrem’in aklı yerinde değildi, iyi görünmüyordu” dedi. Biz aramayı sürdürdük. Ankara’dan hekimler aradı. İrem’i gördük dediler. Kendilerinden çikolata istediğini söylediler. Ama hala bulunamadı” diye konuştu. Ailesinden geriye depremden saatler evvelce gezip, kar topu oynayarak eğlendikleri görüntülerin kaldığını dile getiren Karaca, “Mutluluğumuz soldu. Kızım İrem, prensesim neredesin? Tanrı, kimseye bu acıyı yaşatmasın. Bir tek en küçük kızım kaldı. Bulunursa benim amacıyla hayatın bir manası olacak. Onu gördüğünü dile getiren tanıklar var. Tanrı rızası amacıyla kızımı bulun. Diriyse dirisi, ölüyse ölüsü. Lütfen bana yardım edin. Tanrı’a her gün yalvarıyorum. Acımı dahi yaşayamıyorum. Hepsinin bir anda gitmesi tanım edilemez bir acı. Kaybettiklerimin yasını tutamıyorum. Çünkü kızımı düşünmekten diğer bir şey yapmıyorum. Kızım nerede, üşüyor mu, iyi mi?” dedi.