
Ortadoğu’nun kaderini yeniden şekillendiren İsrail-İran savaşı altıncı gününe girerken, bölgedeki diplomatik ve askeri dengeler giderek daha da karmaşık bir hal alıyor. 13 Haziran’da İsrail’in “Yükselen Aslan” operasyonuyla başlayan saldırıların ardından, İran da “Gerçek Vaat” adıyla başlattığı geniş çaplı misillemeyle karşılık verdi. Karşılıklı saldırılarda yüzlerce kişi yaşamını yitirirken, bölge yeni bir savaşın eşiğine sürüklendi. Kritik gelişme ise bugün Katar’dan geldi. Basra Körfezi ülkesi, tarafını açıkça ilan etti.
İran’ın Tepkisi Sert Oldu: Füze Yağmuru Altında İsrail
İsrail’in ilk saldırısında hedef aldığı noktalar arasında İran’ın askeri komuta kademesi de bulunuyordu. Saldırılarda İran Genelkurmay Başkanı Mohammad Bakıri ile Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami’nin hayatını kaybettiği bildirildi. İran, bu gelişmelerin ardından diplomatik yolları tamamen kapatarak geniş çaplı bir askeri yanıt verdi.
İran’ın misillemesinde, insansız hava araçları (İHA) ve yüzlerce balistik, hatta hipersonik füze kullanıldı. Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa gibi stratejik kentler hedef alınırken, İsrail’in meşhur hava savunma sistemi “Demir Kubbe” birçok noktada yetersiz kaldı. İsrail topraklarına isabet eden füzeler sonucu şu ana kadar 24 sivilin yaşamını yitirdiği bildirildi.
Katar Tarafını Seçti: Sessizlik Bozuldu
Savaşın altıncı gününde dikkat çekici bir diplomatik çıkış ise Katar’dan geldi. Uzun süredir tarafsız ve arabulucu rolüyle öne çıkan Katar, bugün yaptığı resmi açıklamayla İran’a yönelik saldırıları “meşruiyeti olmayan saldırganlık” olarak nitelendirdi. Doha yönetimi, “İran’ın güvenlik kaygılarının görmezden gelinemeyeceğini” vurgulayarak, dolaylı yoldan Tahran’a destek verdi.
Katar Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Bölgedeki gerilimin ana sorumlusu, uluslararası hukuku çiğneyerek tek taraflı saldırılar gerçekleştiren İsrail’dir. Katar, tüm taraflara itidal çağrısı yapmakla birlikte, meşru müdafaa hakkının göz ardı edilemeyeceğine inanmaktadır.”
Bu açıklama, yalnızca diplomatik bir pozisyon alma değil, aynı zamanda Körfez ülkeleri arasında oluşan yeni eksenin de ilk işareti olarak görülüyor.
Bölge Ülkeleri Temkinli: Suudi Arabistan ve BAE Sessizliğini Koruyor
Katar’ın açıklaması sonrası gözler diğer Körfez ülkelerine çevrildi. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri şu ana kadar resmi bir açıklama yapmazken, diplomatik kaynaklar Riyad’ın olası bir tırmanışa karşı acil durum planlarını gözden geçirdiğini aktarıyor. Öte yandan Umman, taraflara “ateşkese açık kapı bırakmaları” çağrısında bulundu.
Küresel Etkiler: Petrol, Altın ve Borsa Alarm Veriyor
Savaşın ekonomik yansımaları da şimdiden hissedilmeye başlandı. Brent petrol fiyatı 100 doların üzerine çıkarken, altın rekor seviyelere ulaştı. Tel Aviv borsası savaşın ilk gününden bu yana yüzde 18 değer kaybetti. İran Riyali ise iç piyasada ciddi dalgalanma yaşıyor.
Uluslararası Tepkiler: ABD ve AB Temkinli, Rusya ve Çin Sessiz
ABD Başkanı’nın “İsrail’in yanında” açıklamasına karşın, Washington henüz aktif bir askeri müdahalede bulunmadı. Avrupa Birliği ise tarafları sükûnete çağırdı. Çin ve Rusya, gelişmeleri “endişeyle takip ettiklerini” belirterek sessizliğini koruyor.
Sonuç: Bölgesel Savaş mı, Küresel Kriz mi?
İsrail-İran savaşı yalnızca iki ülkenin değil, tüm Ortadoğu’nun istikrarını tehdit ediyor. Katar’ın İran’a yönelik açıklamaları ise Körfez’deki dengelerin yeniden şekillenebileceğini gösteriyor. Altıncı gününe giren savaşta önümüzdeki saatlerde yeni saldırıların ve diplomatik açıklamaların gelmesi bekleniyor.