On senesi aşkın bir vakitdir, Garipoğlu’nun aslında intihar edip etmediği ya da diğer bir senaryonun mu söz hususu bulunduğu kamuoyunda tartışılıyordu. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, Karabulut ailesinin isteği üstüne Garipoğlu’nun mezarının açılmasına karar verdi ve mezardan çıkan kafatası ve kemikler Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Şimdi herkes, yapılacak araştırma sonucunu beklerken, devresinin otopsisine katılan eksper ve savcı mühim açıklamalarda bulundu. Otopsiye Giren Profesörün Açıklamaları Cem Garipoğlu’nun ölümünden sonra otopsiye katılan Prof. Dr. Sermet Koç, Habertürk yayınına yaptığı açıklamada, Garipoğlu’nun ailesinin de otopsi esnasında hazır varbulunduğunu belirtti. Koç, “Fiziksel benzerlik ve diğer tüm amaçlar otopside net bir şekilde görüldü,” diyerek, o devre oluşturulan DNA testlerinin Garipoğlu’nun kimliğini doğruladığını hatırlattı. Hem de, ölüm sebebiyle alakalı iddialara da cevap veren Koç, Garipoğlu’nun ip ile boğularak değil, başına poşet geçirip kendini havasız bırakarak öldüğünü vurguladı. Otopsi vakitcinde kamera kaydı yapıldığını ve fotoğrafların çekildiğini de ekledi. Dönemin Savcısı İlk Kez Konuştu Cem Garipoğlu’nun ölümüne dair, intiharın sonrasında ilk kez konuşan devresinin Silivri Cezaevi’nden mesul Cumhuriyet Savcısı Metin Arda da mühim açıklamalar yaptı. Arda, sabah sayımını yapan personelin Garipoğlu’nun intiharını fark ettiğini belirtti. Vaka yerine gittiklerinde, Garipoğlu’nun başındaki poşete savcı gelene kadar kimsenin dokunmadığını söyledi. Hem de Garipoğlu’nun ellerinin serbest durumda bulunduğunu ifade eden Arda, Adli Tıp personeline, namacıyla havasız kaldığında poşeti yırtmadığını sorduğunda, “Uyuşma ve baygınlık” cevabını aldığını belirtti. Savcı Arda, Garipoğlu’nun evvelce diğer yollarla intiharı denediğini de açıkladı. Pencerede ip kalıntıları varbulunduğunu bildiren Arda, Garipoğlu’nun bu tekniği denemiş, fakat cesaret edememiş olma ihtimalini söyledi. Sonunda ise poşetle kendini havasız bırakarak hayatına son verdiğini ekledi. Mezardan çıkan kemikler üstünde yapılacak Adli Tıp araştırmasiyle birlikte, Garipoğlu’nun ölümüne dair iddiaların akıbeti netlik kazanacak. Kamuoyu, bu vakitcin sonucunu merakla bekliyor. Münevver Karabulut’u canice katledip cezaevinde intihar ettiği iddia edilen Cem Garipoğlu’nun mezarı bugün adli tıp eksperleri ve savcılar ile birlikte açıldı. Mezarla alakalı ilgi çeken bir açıklama yapan Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir “Cem Garipoğlu’nun mezarında kefen ve bez yoktu, kemikler ve kafatası dağınıktı, ceset tümlüğü yoktu. Bu detaylar tutanağa da geçti” ifadelerini kullandı. Münevver Karabulut, 3 Mart 2009 tarihinde Bahçeşehir’de Cem Garipoğlu doğrultusundan öldürülmüştü. Vakaın sonrasında uzun bir vakit firar eden Garipoğlu tutuklanmış ve 10 Ekim 2014 tarihinde kaldığı hücrede ölü bulunmuştu. FETHİ KABİR TALEBİ KABUL EDİLDİ Garipoğlu’nun ölümünün sonrasında meydana atılan iddiaların üstüne Karabulut ailesinin avukatları ‘Fethi Kabir İşlemi’ talep etti. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı doğrultusundan talep kabul edildi. CEM GARİPOĞLU’NUN MEZARI AÇILDI Polis ekipleri Cem Garipoğlu’nun mezarının varbulunduğu KaracaAhmet Mezarlığı’nda emniyet suretiyle demir bariyerlerle önlem aldı. Garipoğlu’nun mezarı savcı ve Adli Tıp görevlilerinin gelmesinin sonrasında açıldı. Cenaze, tabut içersinde Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. “KEMİKLER VE KAFATASI DAĞINIKTI” Mezarın açılmasına dair detayları paylaşan Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir “Cem Garipoğlu’nun mezarında kefen ve bez yoktu, kemikler ve kafatası dağınıktı, ceset tümlüğü yoktu. Bu detaylar tutanağa da geçti. Ceset tümlüğü olmadığı amacıyla kimlik belirlenmesi gerçekleştirmek fiilen olanaksız ama geldiğimiz noktada bu kimlik belirlenmesi prosedürü de yapılamadı. Çünkü ölenin rastgele bir yakını, Garipoğlu ailesinin rastgele bir ferdi ya da komşusu yazılmıştı başsavcılık talimatıyla keza, bu da hazır edilmedi. Sadece avukatları meslektaşımız hazır bulundu. “ÖZELLİKLE DİŞLER İNCELENECEK” Bizim müvekkillerimiz esasen çok acılı oldukları amacıyla, psikolojik olarak yeni bir travmayı kaldıramayacak olduklarından tercihen gelmemeyi ideal buldular. Ama kesinlikle kimlik belirlenmesi prosedürü amacıyla ölenin yakınlarının hazır bulunması gerekirdi bu amaçla tespit prosedürü yapılamadı. Bunu da tutanağa yazdık biz. Kemik parçaları, ufak olanlar bırakıldı ama büyük olanlar ve kafatası steril bir şeye yerleştirilerek Adli Tıp’a gönderildi. Genellikle dişler incelenecek.”