Son bir hafta içinde altı gazeteci, Türkiye’deki medya özgürlüğü ve basın hürriyetinin zorluğu hakkında dikkat çeken bir gelişmeye imza atarak gözaltına alındı. Bu gözaltıların en sonuncusu, Toplumsal Haber yazarı gazeteci İsmet Orhan’ın gece saatlerinde yapılan bir operasyonla gerçekleşti. Orhan, Twitter’daki (X) hesabından yaptığı paylaşımda gözaltına alındığını duyurdu. “Dış kapı zili çaldı. Açtım. Şu anda gözaltı için götürülüyorum. Nedenini bilmiyorum” ifadelerini kullanan Orhan, ardından iki saatlik bekleyişin ardından serbest bırakıldığını bildirdi.
Bu gözaltı, bir hafta içinde basın özgürlüğü üzerine endişe uyandıran bir dizi olayın parçası oldu. Geçtiğimiz günlerde Halk TV gazetecilerinden Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek de, “bilirkişi soruşturması” kapsamında gözaltına alınmıştı. Bu gözaltıların sebebi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı bir basın toplantısındaki bilirkişi görüşmesinin medyada yer almasıydı. Pehlivan, bu görüşmenin yayınlanmasında herhangi bir sorumluluğu olmadığını ve ses kaydının kendisinin almadığını belirterek suçlamaların geçersiz olduğunu savundu. Ancak Halk TV tarafından yapılan açıklamalar sonrasında, program koordinatörü Kürşad Oğuz ve Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş da ifadeye çağrıldı.
Olayın ardından, Pehlivan ve diğer gazeteciler adli kontrolle serbest bırakılırken, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş tutuklandı. Pehlivan ve diğer gazetecilerse, ifadelerinin ardından serbest bırakıldılar.
Bu gelişmeler, Türkiye’deki basın özgürlüğü üzerindeki baskıların arttığını ve gazetecilerin yalnızca mesleklerini icra etmekle kalmayıp, aynı zamanda devletin çeşitli soruşturmalarına dahil olmaktan da endişe duyduklarını gösteriyor. Gazeteciler, haber yapma ve halkı bilgilendirme adına karşılaştıkları bu tür baskıların, demokratik bir toplum için büyük tehdit oluşturduğunu belirtiyor.
Bu bir haftada yaşanan gözaltıların sayısının altıya ulaşması, sadece bir tesadüf değil, Türkiye’deki medya organlarının, gazetecilerin ve halkın ifade özgürlüğü konusunda karşılaştıkları zorlukların bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Gazetecilerin gözaltına alınması, ülkede artan otoriterleşme ve basın özgürlüğü üzerindeki baskıları gözler önüne seriyor.
