Son 1 ay içersinde Yunanistan’ın başkenti Atina ve Kuşadası Körfezi açıklarında 10’u 4’ün üstünde olmak üzere çok sayıda deprem meydana geldi. Söz hususu depremler Türkiye’deki pek çok ilde hissedilirken kısa süreli de olsa korku ve paniğe namacıyla oldu. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, söz hususu depremler ile ilgili ilgi çekici açıklamalarda bulundu. Deniz altı faylarına ilgi çeken Sözbilir, DEÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü olarak uzun yıllardır denizdeki faylar ile ilgili inceleme yaptıklarını duyurdu. Yunanistan’da büyük bir deprem meydana gelebileceği hususu ile ilgili uyarılarda belirleme edilen Sözbilir, Yunanistan’da büyüklüğü 7 seviyesinde bir deprem olması durumunda Türkiye’de tsunami yaşanabileceğini açıkladı. Sözbilir’in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde: Ege Denizi’nde 30 Ekim 2020’de meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremden sonra TÜBİTAK da denizde çalışma yaptı. Genellikle Kuşadası ve Sığacık körfezinde İstanbul Teknik Üniversitesi ve DEÜ gibi çoğu üniversitenin de içersinde bulunduğu geniş çaplı bir çalışma oldu. Çalışmanın ilk sonuçları, geride bıraktığımız 31 Ekim’de gerçekleştirdiğimiz deprem çalıştayında da yayınlandı. Kuşadası Körfezi açıklarında 10 fayın varbulunduğu da sismik yansıma kesitleriyle meydana çıkartılmış durumda. Önemli olan buradaki faylarla karadaki fayların bağlantısıdır. Doğudan batıya uzanan birtakım fayların bağlantısı da belirleme edildi. 30 Ekim’de kırılan Sisam fayının batı ve doğu kısmında, Kuşadası Körfezi ve Yunan doğrultusunda çok sayıda deprem olmaya başladı. Bu depremlerden 10’unun büyüklüğü 4’ün üstünde. Eğer şunlar lider bir deprem kalitesi taşıyorsa, Yunanistan taraflarında daha büyük bir deprem olabilir. Bu depremler bilhassa Karaburun Yarımadası ve Çeşme’ye 150 kilometre mesafedeki bir alanda yaşanıyor. Büyük ölçekli bir deprem bulunduğunda, Karaburun Yarımadası’nda tsunami tehlikesi yaratabilir. Yunanistan doğrultusundan 7 seviyesinde bir deprem olursa, bizim doğrultuda tsunami meydana gelebilir. TÜBİTAK incelemesında, Kuşadası Körfezi’nde yer alan 10 fayın deprem üretme potansiyelinin varbulunduğu meydana çıktı. Depreme namacıyla olan Sisam fayının, 30 Ekim’e kadar 4 bin senedir kırılmadığı, deprem üretme aralığının çok geniş bulunduğu ve yakın ileride yakın deprem üretmeyeceği de görüldü. Ancak Kuşadası Körfezi’ndeki 10 yarar gerilim birikimi namacıylaiyle belli ölçekle depremler yaşanıyor. Bu bölümdeki fayların 6 ila 7 arasında deprem üretme potansiyeli var. İzmir ölçeğinde 1 milyona yakın yapı stoku var. Bunun yüzde 60’dan çoğu depreme dayanıksız. İlk olarak yapılması gereken kentsel dönüşüm. Senelerdir bu çalışmalar yavaş yürüdü ama son vakitte sismik etkinliknin yükselmesi bu çalışmanın biran önce yapılması gerekliliğini söylüyor. Ege Denizi son 1 aydır beşik gibi sallanıyor. Yunanistan’ın başkenti Atina açıklarıyla ile Girit, Rodos adaları, Antalya ve ilçesi Kaş, Muğla’nın Marmaris, Bodrum ve Datça ilçeleriyle Gökova Körfezi, İzmir Körfezi ve Buca ile dünden beri de Kuşadası ve Özdere açıklarında deprem fırtınası şeklinde gerçekleşiyor. Bugün ise Çanakkale-Ayvacık açıklarındaki Midilli Adası kuzegene sıçradı. Sabaha karşı 04.52’de meydana gelen 5.0 büyüklüğündeki depremden sonra çok sayıda artçı deprem oldu. Saat 09.39 da gene aynı bölümde 4.8 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Midilli Adası kuzey sınırında meydana gelen bu depremlerin odak mekanizma çözümleri; sağ yanal bir fayın kırıldığını gösteriyor. Kuzey Anadolu fayının en batı ucunda gerçekleşen bu depremler, Edremit Körfezi güneyindeki fayların da Edremit Körfezi’ne kıyısı olan yerleşimler amacıyla deprem tehlike kaynağı olarak değerlendirilmesini gerektiriyor. Çanakkale ile Bodrum arasındaki depremler, tektonik kökenlidir. Hem de Girit Adası ile Bodrum arasındaki bölümde var olan aktif volkanların da volkanik kökenli depremlere namacıyla bulunduğunu söyleyebiliriz. Bu depremler sismik etkinlik yönünden inanılmaz bir durumun yaşandığını gösteriyor. Ancak bu kadar geniş alanda öbek öbek yayılım yayınlayan bu deprem fırtınaları mümkün büyük bir depremin de yakın ileride olmasını güçleştirebilir. Yani son bir aydır Ege kıyılarının farklı kesimlerinde devam eden deprem fırtınaları, Ege Denizi’nde meydana gelebilecek büyük bir depremin süresinin ötelenmesine namacıyla olabilir. Bir başka ihtimal ise bütün bu deprem fırtınalarına karşın Ege Denizi’ni altındaki kabukta biriken gerilimin boşaltılamaması. Dolayısıyla bu büyük bir depremin süresini öne çekmiş olabilir”
12°
