İstanbul’da 6 yaşındaki otizmli çocuklarına evde eğitim veren anne Özgül ve baba Engin Koşar, çocuklarının son günlerdeki davranışlarından şüphelenerek odasına saklı kamera yerleştirdi. Görüntüleri izleyen anne ve baba, çocuklarının klinik psikolog İ.A doğrultusundan darbedildiğini gördü. Anne Özgül Koşar, “Ben kendi evimde, oh benim çocuğum ne güzel eğitim alıyor deyip kendi işime gücüme bakarken benim çocuğum içeride darbediliyormuş. Psikolojik, fiziksel şiddetin her türlüsü var içeride” dedi.4 çocuklu Koşar ailesinin en ufak delegesi 6 yaşındaki Mustafa’ya, 2 yaşındayken otizm tanısı konuldu. Otizm bölümünde önde gelen vakıflardan birisinde 3 yaşından beri eğitim alan Mustafa, eğitmeniyle de burada tanıştı. Yüksek lisansa başlayacağı amacıyla kurumdan ayrılan eğitmen, pandemi süreci de yaşanınca, Mustafa’ya evinde özel eğitim vermeye başladı Son günlerde çocuğunun davranışlarında farklılık olduğunu farkeden aile devayı odaya saklı kamera yerleştirmekte buldu. 26 Ocak Ayı Perşembe günü olan dersin sonrasında görüntüleri izleyen anne Özgül ve baba Engin Koşar gördüklerine inanamadı. Yaklaşık 1 buçuk yıldir Koşar ailesinin Bahçelievler’de tespit edilen evine, özel eğitim amacıyla gelen klinik psikolog İ. A. iddiaya göre, Mustafa’yı eğitimler esnasında darbetti. Görüntülerin sonrasında aile, klinik psikolog İ.A ile ilgili suç duyurusunda bulundu. İ.A ise, eğitimlerin katı kurallar dahilinde olduğuna vurgu yaparak iddiaları yalanladı. Aileyi harekete yaşamış görüntüler de odadaki saklı kamera doğrultusundan kaydedildi. Yaşadıklarını izah eden anne Özgül Koşar, “Otizmli çocuklar eğitime dirençli, ağlama sesleri benim amacıyla belirteç değil. Ağlama sesi geliyordu içeriden ama anında kesiliyordu. Çok üzerinde durmadım. Yakın vakitte çocukta farklılıklar, derse daha çok tepki, istememe, giderken benim de elimden tutup çekiştirme gibi davranışlar oldu. Yavaş yavaş şüphelenmeye başladım, eşime bu yönde baskılarım oldu. Göremiyorum, bilemiyorum. Mustafa bizi de çimdirmeye başladı, bu tür şeyler yoktu. Bizi itmeye başladı. Farklılıklar fark ettik. Öğretmeni ona bir şey anlatmak amacıyla uzandığında da siper aldığını görünce iyice düşünce getirdik” dedi. Güzel bir şekilde öğretmenimizle ayrıldık. O gider gitmez kayıtlara baktım. En kötü bir itme kakma olarak hayal ettim zira en kötüsü buydu benim amacıyla. İlk gördüğüm an, eğitime başlıyor ve 6’ncı dakikada çocuğumun ağzına vurmaya başlıyor. Ayaklarımın altından saçlarıma kadar titrediğimi hissettim gördüğümde. Yürek dayanmıyor.1 yılsi aşkın süredir tuvalet eğitimi var. Bağımsızlaşması lazım yıl okula gidecek siz ona fiziksel ipucuyla gösterin, sözel söylemeyin diyordu. Görüntülerde görüyoruz ki içeride odanın ortasında pantolonun bağcığını açmadan hunharca indiriyor ve çocuğun arkasını çevirip tuvalete doğru ittiriyor. Çocuk hiçbir şey yapmadan önündeki materyale baktığı anda ağzına devamlı tokat geliyor. Elini büküyor, ağlama nöbetine girince de bu sefer susturmak amacıyla sarılıyor. Balkona diğer odadan da çıkılıyor oradan camdan beni gören var mı diye ağzını kapatıp gelen giden var mı diye bakıyor. Bu insanın diğer çocuklara da uzanmasından korkuyorum.” diye konuştu. Anne Koşar, “Hazmedemediğim şey şu. Ben kendi evimde burada oh benim çocuğum ne güzel eğitim alıyor deyip kendi işime gücüme bakarken benim çocuğum içeride darbediliyormuş. Psikolojik, fiziksel şiddetin her türlüsü var içeride. Tuvalet eğitimi var, altını ıslatan bir çocuk değil ama 3 kere tuvalete kaldırdığım çocuk gene yataklara işiyor. Kesinlikle rehabilite edilmesi gerekiyor” dedi.Odaya kamera yerleştirirken çok utandıklarını da bildiren Koşar, “Kamerayı koyarken titriyorum, kendimi kötü hissediyorum. Kolunda, yanağında çizik izleri… Çocuğum devamlı özür diliyor, eşime de diyorum ki bu nasıl olur? Suç duyurusunda bulunduk. Maddi manevi her şekilde mücadele etmek istiyorum. Ben kendine Mustafa ona vurduğunuzu söylüyor dedim. O da ben K harfi söylemesin diye ağzını tutuyorum dedi. Kayıtlar da o da var ama ikisi de birbirisinden çok farklı” dedi. Baba Engin Koşar da, “Bir sindirme, bastırma yolu ile eğitim modeli katiyen olmaz. Hala o görüntülerin şoku altındayız. Mustafa’ya ben son günlerde yaklaştığımda eliyle, ifadesiyle, korkuyla çekilme, yaklaşırken sanki bir şey yapacakmışım gibi yapıyordu. Biz kamerayı yerleştirirken bile çekinerek yerleştirdik. Karşımızdaki insana ayıp olur düşüncesiyle biz bunu düşünüyoruz ama o ayıbın en büyüğünü bizim çocuğumuza yapıyormuş” dedi.
14°
