Diyanet İşleri Başkanlığı, bugün camilerde okunacak cuma hutbesini yayınladı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ndan bir gün evvelce Diyanet’e bağlı bütün okunacak olan hutbede Cumhuriyet ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yer verilmedi. Diyanet, geçen sene 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, cuma gününe denk gelince hutbede Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamış, fakat Atatürk’ü anmamıştı. Daha sonra yayımlanan tebrik mesajında ise “Cumhuriyetimizi kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle yad ediyoruz” denilmişti. Mart 2003-Kasım 2010 arasında vazife yapan Ali Bardakoğlu döneminde Diyanet’in duyurduğu hutbelerde Atatürk anılıyordu. 2010’da vazifeye gelen Mehmet Görmez ile eş güdümlü Atatürk’e yer verilmemeye başlandı. Görmez 31 Temmuz 2017’ye kadar vazifede kaldı ve bu vakit içersinde Atatürk’ün anıldığı tek bir hutbe olmadı. Görmez’den sonra vazifeye gelen Ali Erbaş döneminde de hutbelerde Atatürk’ün adına yer verilmemesi ilgi çekti. Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü doğrultusundan hazırlanan hutbede şu ifadeler yer aldı: Aile, Cenabı Hakk’ın lütfettiği eşi benzeri olmayan bir nimettir. Hayatta sahip olabileceğimiz en kıymetli hazinedir. Aile, temiz bir neslin devamını, emniyetilir bir toplumun inşasını gerçekleştiren en kadim kurumdur. İnancımızın, karakterimizin ve yaşam tarzımızın şekillendiği en kıymetli okuldur. Aile, Tanrı’ın rAhmeti ile korunan, onun bahşettiği çocuklar ile ilerleyen ve güzelleşen sevgi, huzur ve emniyet ortamıdır. * Aziz müminler; aile olmak, bayan ve erkeğin yasal nikahla bir yuva kurmasıdır. Aile olmak, Yüce Rabbimizin, ‘Eşleriniz sizin amacıyla bir elbisedir, siz de eşleriniz amacıyla birer elbisesiniz’ ayetine gönülden bağlanıp tıpkı bir elbise gibi örtücü, koruyucu ve uyumlu olmaktır. Aile olmak kadar, aileyi emniyetilirğini sağlamak da önemlidir. Aileyi emniyetilirğini sağlamak, eşlerin şefkat, acıma ve sadakatle birbirlerine bağlanmalarıdır. * Kıymetli Müslümanlar; aile kurumuna yönelik fıtrata aykırı her türlü tahribatın süratle yasenedığı bir çağda yaşıyoruz. * Ailenin insanın özgürlüğünü kısıtladığı, mesuliyet üstlenmeden tek başına yaşamanın daha cazip bulunduğu fikri özendiriliyor. Nitekim Cenabı Hak, Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde buyurmaktadır: ‘İçinizden kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rAhmet var etmesi, Tanrı’ın varlığının delillerindendir. Bunda, düşünen bir toplum amacıyla kuşkusuz ibretler vardır.’ Tanrı Resul’ü (s.a.s) ise bizleri aile kurmaya şu şekilde teşvik etmektedir: ‘Nikah benim sünnetimdir. Benim sünnetime ideal davranmayan benden değildir.’ * Değerli müminler; ulu dinimiz İslam’ın yaşam veren ilkelerine hep eş güdümlü sımsıkı sarılalım. Tanrı’ın emrine ve fıtratımıza ideal, nezih bir aile yaşamı yaşamaya gayret edelim. El ele, gönül gönüle sunarak var gücümüzle aile kurumunu ve değerlerini ayakta tutmak amacıyla çaba gösterelim. Unutmayalım ki sağlıklı, kuvvetli ve huzurlu bir toplum, fakat yasal nikahla bayan ve erkeğin kurduğu aile ile mümkündür. * Aziz Müslümanlar; ailenin kurulması, korunması ve güçlendirilmesi noktasında her birimize ayrı ayrı vazife ve mesuliyetlar düşmektedir. Bu tarafta müftülüklerimiz içeriğinde Aile ve Dini Rehberlik Merkezleri bulunmaktadır. Bu merkezlerde genci, yaşlısı, bayanı ve erkeğiyle toplumumuzun bütün fertlerine, bölümünde eksper hocalarımız ve manevi rehberlerimiz doğrultusundan aileye yönelik dini rehberlik hizmeti sunulmaktadır. Hem de Başkanlığımız doğrultusundan yazılı ve görsel yayınlar marifetiyle aile konusu ile ilgili toplumumuz nezdinde şuur ve duyarlılık oluşturulmaya devam edilmektedir. Bu vesileyle Başkanlığımız doğrultusundan aileye yönelik yasenean bu hizmetleri siz kıymetli kardeşlerimize bir kez daha hatırlatmak istiyorum. * Hutbemi, Kur’an-ı Kerim’de bize öğretilen şu dua ile bitiriyorum: ‘Ey Rabbimiz, eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Tanrı’a karşı gelmekten sakınanlara lider eyle.’”
